İnsan, üzerinde “kırılabilir”
etiketi olmayan hassas bir canlıdır.
Sesimizin tonu çoğu
zaman söylediklerimizin, bazense niyetimizin önüne geçer ve “Öyle demek
istememiştim” deriz.
Sakin biri olmak,
sinir kontrolünü bilmek anlamına gelmez.
Sinirini kontrol
etmek, susmak anlamına gelmez.
Sinir kontrolü,
pratik yapa yapa değil, istekle öğrenilse gerek.
Nazımızın geçebildiklerinin hayatımızdaki var oluş
gayesi nazımızı çekmek değildir.
Bazen “öyle”
demek ister de anlaşılmayız, bazense hakikaten “öyle” demek istememişizdir.
Bazen, o kadar dümdüz
diyiverirler ki, bir yandan ne
söylediklerini, bir yandan da bunu nasıl söyleyebildiklerini düşünürüz. “Öyle”
mi demek istediklerini.
Bazen, dümdüz,
diyiveriririz.
Bazen anlaşmak,
sandığımızdan daha önemlidir. Anlaşılmak içinse, anlatmak yetmeyebilir.
Anlaşmak
istediklerimiz...
Anlamak
istediklerimiz...
Anlaşılmak istediklerimiz...
Her zaman değil
ama bazen kesişir bu kümeler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder