Masal
kahramanların vardır. Evvel zaman içinde, sen daha yokken olmuştur olan. Sana hikayesi
anlatılır.
Tepki ve
istekleri vardır. Bu anlamda, “yaşayan” birer varlıktırlar. Benimser,
özümsersen, istekleri isteklerin, refleksleri reflekslerin olur. Ve bunu
yaparken bir o kadar kendinsindir, ve dahi, kendindesindir.
İşte o
kahramanlar, masal bitmeden gerginliğin kilidinde bir şeylere etki eder, öyle
ayrılır bu diyarlardan. Onları hatırlayacak birileriniyse, bu diyarda bırakırlar.
Bu diyarda
kalanlar, o masalı defalarca, defalarca anlatır, anlattırır, dinler, susarlar.
İlk dinlediğinde, sonunda “sır olduysa”, istersin ki, sonrakilerde de sadece sır
olsun, daha kötüsü değil. Gün gelir, bir başka ağızdan dinlersin aynı masalı
ve, masalın sonunun farklı olduğunu görürsün.
Bazı masallar o
kadar gerçektir ki, kendini başka türlüsüne inandıramazsın.
Mutlu biten
masallarsa, büyük ihtimalle, erken kesilmiştir.